Monday, April 5, 2010

sürekli okuma isteği

lisanstayken (işletme) önce matematikle çift anadala başlayıp sonra okulun bir takım sorunları yüzünden bırakmak zorunda kalmıştım, durup dururken lineer cebir ve kombinatorik analizler okumam beni neşelendirmişti.

daha sonra herkes para banka gibi tırıvırı dersleri seçmeli ders olarak alırken ben gittim yazılım mühendisliğinden önce C dersi sonra da database dersi gibi SQL filan anlatılan iki ders aldım. canım çıkmıştı ama yine çok zevk almıştım.

lisans bitti hem işi ezbere yapmak istemediğimden hem de türkiye'de farklı ve az bulunan bir özellik diye temel olarak uluslararası finansal raporlama standartları anlatılan muhasebe ve denetim yüksek lisansında master of science aldım (burak'ın deyimiyle gerçek olmayan bilim sdfdsfd)

bir seneye yakındır da beni çok çok çok mutlu eden aslında temelde sosyoloji doktorası gibi dizayn edilmiş örgütsel çalışmalar programında doktora yapıyorum ve tatmin olma duygum tavan yapıyor.

burak elektronik mühendisliğiyle birlikte fizik çift anadalı yaptığı için bir takım teoriler, deneyler anlattıkça da içim bir hoş oluyor, bu akşam ntv'de cern'ü tartıştıkları programdaki adamlara sinir olurken onlara "siz yanlış konuşuyorsunuz, o öyle öyle değil böyle böyle, çene yapmayın!" deme yetim olsaydı keşke diye düşündüğüm için teorik fizik bilmek istedim.

alanım dışındaki herhangi bir akademik makaleyi anlayamayınca da mutsuz oluyorum genelde, uzman birine denk gelirsem de başının etini yiyorum bana bunu anlat anlat anlat diye zıvzıvzıv.

neyse, hayatımın sonuna kadar merak ettiğim her şeyi okuyabilirim gibi geliyor. keşke iş diye bir şey olmasa ve üniversiteler elini kolunu sallaya sallaya girilebilen yerler olsa, sabahtan akşama kadar okullara gidebilirim. benim de fantazim bu.

No comments:

Post a Comment